Her Acı Geçer. Aşk Acısı Da…
Size âşık olduğunu düşünürken terk edildiniz ya da öyle bir şey yaptı ki, terk etmek zorunda kaldınız. Canınız yanıyor değil mi? Yanar, biliriz. Hatta teselli de işe yaramaz yaranız tazeyken. Mesela “Zaman her şeyin ilacı” cümlesinden nefret edersiniz, onu da biliyoruz. Ama o cümle doğrudur, bunu da siz biliyorsunuz. Zamanla geçmeyen acı yok, çok şükür.
Geçen yaz, çok yakın iki kadın arkadaşımın epeyce uzun süren ilişkileri –tesadüfen, peşpeşe zamanlarda- bitmişti ve ikisi de çok üzgündü. Erkekler için ayrılık acısı nasıl bir şeydir, nasıl hissettirir ancak tahmin edebilirim ama kadınlar için nasıl olduğunu iyi bilirim yazık ki. Özellikle uzun sürmüş, çok emek verdiğinizi düşündüğünüz ilişkilerden sonraki ayrılıkta içiniz cayır cayır yanar. Yine de yaşamaya devam etmek, çalışmaya devam etmek, yemek yemek, uyumak ve mantıklı olmak zorundasınızdır. Bizim kızlara elimden geldiğince destek olmaya çalışırken fark ettim ki, acıya da çare reçeteler var. Yapılması ve yapılmaması gerekenler.
Bu köşede ilişkilerinize dair yaşadığınız sorunları paylaşmanız halinde, size naçizane önerilerim olacak. Kullandığım mahlasa bakmayın, gerçek adım elbette bu değil. Adımın da pek önemi yok aslında. Yalnızca “kız kardeşlerin duygudaşlığına güvenerek bana soru soranlara işe yarar yanıtlar verme niteliğimin olduğunu düşünüyorum” diyelim. Dolayısıyla yalnızca bir rumuz seçerek … adresinize derdinizi yazın, birlikte düşünelim. Erkekler sorduğunda da cevap veririm elbet ama ne kadarı işlerine yarar, onu bilmediğimi peşin peşin söyleyeyim.
Bu ilk yazıda, yukarıda bahsettiğim kadın arkadaşlarımın o hüzünlü bir iki ayı sırasında onlarla birlikte bulduğumuz çareleri sizinle paylaşayım dedim. Benzer durumda olanlarınız varsa işine yarayabilir.
Eğer bir şekilde sevdiğiniz insandan ayrıldıysanız ve kalbiniz kırıksa, şimdi ne olursa olsun ayağa kalkma, parçalarınızı toparlayıp yola devam etme vaktidir.
Hadi, onu unutmak için ne yapabiliriz, bir bakalım.
1- Mümkün olduğunca onunla iletişim kurmayın. Maddi ortaklıklar ya da ortak bir çocuk gibi nedenler dışında onunla konuşmayın. Aramayın. Böyle bağlarınız yoksa ve aramamak konusunda kendinize güvenmiyorsanız telefon numarasını silin gitsin hatta. Çok lazım olursa arkadaşından isteyebilirsiniz her zaman.
2- Çok da samimi olmadığınız ortak arkadaşlarınızla bir süre görüşmeyin. Can acısıyla söyleyeceğiniz sözlerden ileride pişmanlık duymamak için de, onları zor durumda bırakabileceğiniz için de. Ayrıca ayrıldığınız insan hakkında gelebilecek “onun da haklı gerekçeleri olduğuna” dair en ufak bir ima sizin bu hassas döneminizde arkadaşlarınıza da kırılmanıza yol açabilir ki, hiç gerek yok. Bırakın dostlarınız dostlarınız olarak kalsın.
3- Neden ayrıldığınızı açıklamak zorunda değilsiniz kimseye. Sizin acınız size yeter. Bunu anlamayan ve sürekli mevzuyu deşen insanlara bunu nezaketle aktarmaya çalışın. Kısaca “Konuyu kapayalım mı, üzülüyorum” demeniz yeterlidir. Tabii anlatıp deşarj olmak ve karşınızdakinin sürekli “Çok haklısın” demesi sizi rahatlatıyorsa, kısa bir süre için bunu da deneyebilirsiniz. Ama çok kısa bir süre için. Yoksa sizin unutma çabanız, onlarınsa sabrı zarar görür.
4- Evde yalnız başınıza oturup tekrar tekrar düşünmeniz işe yaramaz. Sokağa çıkın. Bu dönemde sevdiğiniz arkadaşların özellikle neşeli olanlarından yardım istemeye çekinmeyin. Gece sinemaları, ayrıldığınız insanın tanınmadığı –dolayısıyla onun hakkında konuşmanız gerekmeyecek- partiler, davetler, tiyatroya gitmek, hafta sonu trekking grupları… Kısaca enerji ve düşüncenizi başka alanlara yönlendirebileceğiniz her şeyin üstüne atlayın. Hiçbirini yapamıyorsanız müzikçalarınıza neşeli şarkılar yükleyin, hızlı tempoyla, bitkin düşene dek yürüyün. Bu arada fırsattan istifade vereceğiniz kiloları düşünün.
5- Alkollü içki alımınıza dikkat edin. Biraz kafa dağıtmak için alkol almaya başlamanız, içip içip telefona yapışmanızla sakın ama sakın sonuçlanmasın. Hatta bu dönemde pek de kullanmasanız daha iyi olur aslında. Onun yerine evdeyseniz çay demleyin, elinize eğlenceli bir kitap alıp keyfinize bakın. Okumayı sevmiyorsanız içinizi ısıtacak, moralinizi yükseltecek bir film izleyin.
6- En başta yapmanız gereken şeydi aslında ama belki toplarken daha çok üzülürsünüz diye sonraya sakladım. İlk kızgınlık anında yapmadıysanız eğer şimdi yapın. Ona ait her şeyi evinizden ve etrafınızdan atın. Hediyelerini, size yazdığı notları, kısaca size onu anımsatacak her şeyi. Atmaya kıyamıyorsanız koliye koyup gözünüzün görmeyeceği, kolayca ulaşamayacağınız bir yere kaldırın.
Size âşık olduğunu düşünürken terk edildiniz ya da öyle bir şey yaptı ki, terk etmek zorunda kaldınız. Canınız yanıyor değil mi? Yanar, biliriz. Hatta teselli de işe yaramaz yaranız tazeyken. Mesela “Zaman her şeyin ilacı” cümlesinden nefret edersiniz, onu da biliyoruz. Ama o cümle doğrudur, bunu da siz biliyorsunuz. Zamanla geçmeyen acı yok, çok şükür.
Geçen yaz, çok yakın iki kadın arkadaşımın epeyce uzun süren ilişkileri –tesadüfen, peşpeşe zamanlarda- bitmişti ve ikisi de çok üzgündü. Erkekler için ayrılık acısı nasıl bir şeydir, nasıl hissettirir ancak tahmin edebilirim ama kadınlar için nasıl olduğunu iyi bilirim yazık ki. Özellikle uzun sürmüş, çok emek verdiğinizi düşündüğünüz ilişkilerden sonraki ayrılıkta içiniz cayır cayır yanar. Yine de yaşamaya devam etmek, çalışmaya devam etmek, yemek yemek, uyumak ve mantıklı olmak zorundasınızdır. Bizim kızlara elimden geldiğince destek olmaya çalışırken fark ettim ki, acıya da çare reçeteler var. Yapılması ve yapılmaması gerekenler.
Bu köşede ilişkilerinize dair yaşadığınız sorunları paylaşmanız halinde, size naçizane önerilerim olacak. Kullandığım mahlasa bakmayın, gerçek adım elbette bu değil. Adımın da pek önemi yok aslında. Yalnızca “kız kardeşlerin duygudaşlığına güvenerek bana soru soranlara işe yarar yanıtlar verme niteliğimin olduğunu düşünüyorum” diyelim. Dolayısıyla yalnızca bir rumuz seçerek … adresinize derdinizi yazın, birlikte düşünelim. Erkekler sorduğunda da cevap veririm elbet ama ne kadarı işlerine yarar, onu bilmediğimi peşin peşin söyleyeyim.
Bu ilk yazıda, yukarıda bahsettiğim kadın arkadaşlarımın o hüzünlü bir iki ayı sırasında onlarla birlikte bulduğumuz çareleri sizinle paylaşayım dedim. Benzer durumda olanlarınız varsa işine yarayabilir.
Eğer bir şekilde sevdiğiniz insandan ayrıldıysanız ve kalbiniz kırıksa, şimdi ne olursa olsun ayağa kalkma, parçalarınızı toparlayıp yola devam etme vaktidir.
Hadi, onu unutmak için ne yapabiliriz, bir bakalım.
1- Mümkün olduğunca onunla iletişim kurmayın. Maddi ortaklıklar ya da ortak bir çocuk gibi nedenler dışında onunla konuşmayın. Aramayın. Böyle bağlarınız yoksa ve aramamak konusunda kendinize güvenmiyorsanız telefon numarasını silin gitsin hatta. Çok lazım olursa arkadaşından isteyebilirsiniz her zaman.
2- Çok da samimi olmadığınız ortak arkadaşlarınızla bir süre görüşmeyin. Can acısıyla söyleyeceğiniz sözlerden ileride pişmanlık duymamak için de, onları zor durumda bırakabileceğiniz için de. Ayrıca ayrıldığınız insan hakkında gelebilecek “onun da haklı gerekçeleri olduğuna” dair en ufak bir ima sizin bu hassas döneminizde arkadaşlarınıza da kırılmanıza yol açabilir ki, hiç gerek yok. Bırakın dostlarınız dostlarınız olarak kalsın.
3- Neden ayrıldığınızı açıklamak zorunda değilsiniz kimseye. Sizin acınız size yeter. Bunu anlamayan ve sürekli mevzuyu deşen insanlara bunu nezaketle aktarmaya çalışın. Kısaca “Konuyu kapayalım mı, üzülüyorum” demeniz yeterlidir. Tabii anlatıp deşarj olmak ve karşınızdakinin sürekli “Çok haklısın” demesi sizi rahatlatıyorsa, kısa bir süre için bunu da deneyebilirsiniz. Ama çok kısa bir süre için. Yoksa sizin unutma çabanız, onlarınsa sabrı zarar görür.
4- Evde yalnız başınıza oturup tekrar tekrar düşünmeniz işe yaramaz. Sokağa çıkın. Bu dönemde sevdiğiniz arkadaşların özellikle neşeli olanlarından yardım istemeye çekinmeyin. Gece sinemaları, ayrıldığınız insanın tanınmadığı –dolayısıyla onun hakkında konuşmanız gerekmeyecek- partiler, davetler, tiyatroya gitmek, hafta sonu trekking grupları… Kısaca enerji ve düşüncenizi başka alanlara yönlendirebileceğiniz her şeyin üstüne atlayın. Hiçbirini yapamıyorsanız müzikçalarınıza neşeli şarkılar yükleyin, hızlı tempoyla, bitkin düşene dek yürüyün. Bu arada fırsattan istifade vereceğiniz kiloları düşünün.
5- Alkollü içki alımınıza dikkat edin. Biraz kafa dağıtmak için alkol almaya başlamanız, içip içip telefona yapışmanızla sakın ama sakın sonuçlanmasın. Hatta bu dönemde pek de kullanmasanız daha iyi olur aslında. Onun yerine evdeyseniz çay demleyin, elinize eğlenceli bir kitap alıp keyfinize bakın. Okumayı sevmiyorsanız içinizi ısıtacak, moralinizi yükseltecek bir film izleyin.
6- En başta yapmanız gereken şeydi aslında ama belki toplarken daha çok üzülürsünüz diye sonraya sakladım. İlk kızgınlık anında yapmadıysanız eğer şimdi yapın. Ona ait her şeyi evinizden ve etrafınızdan atın. Hediyelerini, size yazdığı notları, kısaca size onu anımsatacak her şeyi. Atmaya kıyamıyorsanız koliye koyup gözünüzün görmeyeceği, kolayca ulaşamayacağınız bir yere kaldırın.