Plaza de Mayo Büyükanneleri Başkanı Estela de Carlotto, bu Pazartesi günü Üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi’nde düzenlenen anma konuşmasında bu derneğin “nefret içermeyen” ancak “Hafıza, Hakikat ve Adalet konusunda sağlam” çalışmalarına dikkat çekti. Aile Biyografik Arşivi’nin (ABF) kuruluşunun 25. yıl dönümü nedeniyle Buenos Aires’te (UBA).
Carlotto, “Şefkatimizi kaybetmeden öğreniyorduk. Kindar ya da kinci değildik. Sevgiyle, nefret etmeden ama en çok uygulamaya konulan kelimeler olan Hafıza, Hakikat ve Adalet konusunda kararlılıkla çalışıyoruz.” dedi. Bu başkentin Santiago del Estero 1029’unda bulunan üniversite genel merkezinin oditoryumunda.
Büyükannelerin başkanı organizasyonun başında şunu hatırlattı: “Gücümüzü tüketmek isteyenler” vardı ama “yapamadılar” dedi.
“Gücümüz, onların sahip olacağımızı düşündükleri korkudan daha büyüktü” değerlendirmesinde bulunan Dernek’te “bir kardeşlik oluştuğunu” ve “ağlayarak gelen kişiye sadece ‘Neyin var’ diye sorulduğunu” vurguladı.
Büyükannelerin torunlarını arama göreviyle ilgili olarak şunları temin etti: “Kayıp 300 torunumuzu aramaya devam edeceğiz. Her başarı bir partidir. Sevinçle devam etmeliyiz.”
Carlotto, bu örgütün şu ana kadar “133 çocuk” bulduğuna değer verdi ve artık “kayıp kişileri canlı olarak aradığımızı dünyaya anlatmak için yorulmadan çalışan komisyon toplantılarının” onlara ait olduğuna güvendi.
Büyükannelerin göndermesi, halkın alkışları arasında, “30.000 kaybolanın istediği yere ulaşmak için ülkeyi ayağa kaldırmaya” çağrıda bulundu.
Etkinlik saat 17.30 sıralarında başladı. Dean Ana Arias tarafından yönetiliyordu; Dekan Yardımcısı Diego de Charras; restore edilmiş torunu Claudia Poblete Hlaczik ve ABF koordinatörü Daniela Drucaroff.
Arias, “Bu Arşiv, Büyükannelerin isteği üzerine doğdu, Sosyal Bilimler alanında sahip olduğumuz en iyiyi ortaya çıkarıyor; kolektif ve birey arasındaki bu çok önemli ilişkiyi gösteren bir ürün.” dedi. “Bu, her gün yaptığımız göreve anlam katıyor ve kamusal eğitimi savunmaya da anlam katacak” diye düşündü.
Poblete, “ABF topluluğuna geri dönen bir torun olarak, ilk olarak Büyükannelere ve fakülteye, yakın zamanda başka bir dosya teslim ettiğimiz için devam eden bu proje için büyük bir teşekkür ederiz” dedi. ve şunu itiraf etti: “Kimliğimi öğrendiğim gün dosyamın bir kısmı elime ulaştı.”
ABF’nin katkısıyla ilgili olarak şöyle devam etti: “Böyle bir gerçeği bulmanın yarattığı kargaşayla, DNA sonucu ve çocukluğumda annem ve babamla çekilmiş birkaç fotoğrafım şunu fark etmemi sağladı: bana söyledikleri doğruydu”.
“Henüz gelmemiş ve büyükannesi olmayacak tüm torunlar ve torunlar için bu çok önemli. Ve sonraki nesiller için de bu paha biçilemez ve acı veren bu hikayede küçük, büyük bir zaferdir.“, restore edilmiş torunu vurguladı.
Akademik camia ve insan hakları örgütleri, ABF’nin kuruluşunun 25. yıldönümünü anmak için tören düzenledi ve “bireysel ve kolektif kimliğin yeniden inşası için bu araca sahip çıktı” açıklamasında, etkinliğe çağrıda bulunulduğu belirtildi.
Toplantının amacı Arşivi “torunların ve torunların kimliğinin iadesi için Büyükannelerin merkezi alanı” olarak düşünmekti.
1998 yılında Sosyal Bilimler Fakültesi ve Plaza de Mayo Anneanneleri, “Plaza de Mayo Anneannelerinin Kaybolanların Kimliğinin Yeniden İnşası, Aile Biyografik Arşivi” projesini başlattı.
Girişim, kaybolan anne ve babalarının yaşam öyküsünü öğrenmek isteyen, halihazırda restore edilmiş torunları ve kız kardeşlerinin ihtiyacından doğdu.
“Gelecekte doğrudan akraba kalmadığında ebeveynlerinin torunlarını kimin geri vereceğini söylemenin bir yolunu bulma konusunda endişeliydiler” diye belirttiler.
“Plaza de Mayo Büyükannelerinin Aile Biyografik Arşivi” olarak bilinen proje, aranan torunların babalarının ve annelerinin akrabalarıyla, militan arkadaşlarıyla ve çocukluk arkadaşlarıyla “onların yaşam hikayelerini yeniden yapılandırmak” amacıyla görüşmeler yapmaktan oluşuyordu. ve bulunan her torun ve kız torununa iletilen genetik sonuca sosyal boyut kazandırabilmek”.
Bu proje DNA sonucunun tamamlayıcısı olarak tasarlandıBulunan torunların asıl alıcı olduğu kimlik hakkının tarihsel olarak yeniden inşasına katkıda bulunmak.
Bu 25 yıllık varoluş süresinde torunlara, kardeşlere ve yakınlara toplam 108 dosya teslim edildi.
“Biyografik Arşiv bugün Büyükannelerin bir alanını oluşturuyor ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğrencileriyle birlikte kimliklerin yeniden inşası konusunda çalışmaya devam ediyor” diye tamamladılar.