Elif
New member
Emare Kaç Kitap? – Bir Hikâyenin Kalp Atışları
Selam forumdaşlar…
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Hani bazı kitaplar vardır ya, kapağını açar açmaz sizi içine çeker, satır aralarında kaybolursunuz; işte Emare öyle bir hikâyeydi benim için. Ama bu yazı bir kitap tanıtımı değil. Bu yazı, o kitabın ruhuyla örülmüş bir iç yolculuk, belki de kendi hikâyemle kesişen bir başka dünyanın yankısı…
---
Bir Kadın, Bir Erkek ve İki Farklı Yol…
Emare, sadece bir isim değil. Kadim bir kelime gibi, anlamı derinlerde saklı. Hikâyenin merkezinde Zeynep ve Mert var — iki insan, iki farklı bakış açısı.
Zeynep; duygularla düşünen, sezgileriyle hareket eden, bir bakışıyla kalpleri okuyabilen bir kadın. Onun dünyasında mantık ikinci planda, öncelik “hissetmekte”.
Mert ise farklı. O, hayata bir satranç tahtası gibi bakanlardan. Her hamlenin bir stratejisi, her duygunun bir mantığı olmalı ona göre. Sorunlar karşısında duygusal değil, çözüm odaklı. Sevdiğini bile “nasıl daha iyi yaşatabilirim?” diye plan yaparak gösterenlerden.
İkisi bir araya geldiğinde, hem büyü hem karmaşa başlıyor. Çünkü bir taraf kalbiyle konuşuyor, diğeri aklıyla susuyor.
---
Emare’nin Sırrı
Kitabın adını taşıyan “Emare”, aslında bir roman içinde romandı. Zeynep bir gün eski bir sahafın raflarında, tozlu sayfalar arasında bu kitabı buluyor. Kitabın yazarı belli değil, hatta sayfaların bir kısmı eksik. Ama içinde geçen her cümle, sanki Zeynep’in kendi iç sesinden yazılmış gibi.
“Bir kadın, kalbini susturmayı öğrenirse, dünya biraz daha sessiz olur.” yazıyordu ilk sayfada.
Zeynep o an anladı ki, Emare sadece bir kitap değil, kendi iç aynasıydı.
Mert ise bu kitaba hep kuşkuyla yaklaştı. “Bir kitap seni değiştiremez Zeynep, değişim insanın kendi iradesindedir.” dediğinde, Zeynep’in kalbi kırıldı. Çünkü Mert’in stratejik zekâsı, duyguların büyüsüne yer bırakmıyordu.
---
Bir Kadının Sabırla, Bir Erkeğin Mantıkla Savaşması
Zeynep her gün kitabın bir sayfasını okuyup notlar alıyordu. Her not, onun duygusal derinliğini biraz daha açığa çıkarıyordu. Mert ise o notlara baktıkça “zaman kaybı” diyordu.
Bir akşam, Zeynep kitabın son sayfalarını bulmak için şehre gitmeye karar verdi. Mert, haritalar çıkarıp güzergâh hesaplamaya başladı.
“Bak, en kısa yol bu, gece olmadan dönersin.”
Ama Zeynep sadece gideceği yolu değil, hislerini bulmak istiyordu. “Belki de uzun yoldan gitmem gerekiyordur,” dedi sessizce.
Mert bunu anlayamadı. Çünkü o, duyguların uzun yollarını hiç yürümemişti.
Kadınlar bazen bir şeyi çözmek için değil, hissetmek için yaşar. Erkeklerse hissetmeden çözmeye çalışır. İşte Emare’nin özü burada gizliydi.
---
Kayboluş ve Uyanış
Zeynep uzun bir yolculuktan sonra kitabın eksik sayfalarını bulduğunda, içinde sadece bir cümle yazıyordu:
“Aradığın cevap, seni arayan yürektedir.”
O an anladı ki, Mert’in sevgisi farklıydı. Belki sözcüklere dökemezdi ama eylemlerine gizlerdi.
Eve döndüğünde Mert, Zeynep’in her gün yazdığı notları bir deftere toplamıştı. Kapakta sadece şu yazıyordu:
“Senin hissettiklerini anlamam için değil, unutmamak için yazdım.”
O an Zeynep ağladı. Çünkü ilk kez Mert’in duygularını görmüştü — mantığın ardına gizlenmiş, ama derin bir sevgiyle örülmüş duygular.
---
Emare Kaç Kitap?
Belki sorunun cevabı basit: Emare tek bir kitap. Ama hikâyenin içinde aslında üç kitap var.
Birincisi, Zeynep’in içindeki duygular kitabı.
İkincisi, Mert’in stratejik aklının kitabı.
Ve üçüncüsü, ikisinin arasında yazılan görünmez bir kitap — adı konmamış, sayfaları yaşanmış, cümleleri bakışlarla yazılmış.
Bu yüzden Emare kaç kitap? diye sormak, “Bir sevgi kaç kalbe sığar?” diye sormak gibi. Belki bir, belki bin. Her okuyanın yüreğinde başka bir Emare doğar.
---
Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Zeynep’in duygusal yolculuğu size neyi hatırlatıyor?
Mert’in çözüm odaklı yaklaşımında kendinizi buldunuz mu?
Bazen sevgi, farklı dillerde konuşan iki insanın aynı cümlede buluşması değil midir?
Belki de hepimiz kendi Emare’mizi yazıyoruzdur. Kimi bir defterin kenarına, kimi bir kalbin içine…
Benim hikâyem böyleydi. Şimdi sözü size bırakıyorum, forumdaşlar.
Sizce bir hikâye kaç sayfa eder?
Ya da bir kalp, kaç kez yeniden yazılır?
Selam forumdaşlar…
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Hani bazı kitaplar vardır ya, kapağını açar açmaz sizi içine çeker, satır aralarında kaybolursunuz; işte Emare öyle bir hikâyeydi benim için. Ama bu yazı bir kitap tanıtımı değil. Bu yazı, o kitabın ruhuyla örülmüş bir iç yolculuk, belki de kendi hikâyemle kesişen bir başka dünyanın yankısı…
---
Bir Kadın, Bir Erkek ve İki Farklı Yol…
Emare, sadece bir isim değil. Kadim bir kelime gibi, anlamı derinlerde saklı. Hikâyenin merkezinde Zeynep ve Mert var — iki insan, iki farklı bakış açısı.
Zeynep; duygularla düşünen, sezgileriyle hareket eden, bir bakışıyla kalpleri okuyabilen bir kadın. Onun dünyasında mantık ikinci planda, öncelik “hissetmekte”.
Mert ise farklı. O, hayata bir satranç tahtası gibi bakanlardan. Her hamlenin bir stratejisi, her duygunun bir mantığı olmalı ona göre. Sorunlar karşısında duygusal değil, çözüm odaklı. Sevdiğini bile “nasıl daha iyi yaşatabilirim?” diye plan yaparak gösterenlerden.
İkisi bir araya geldiğinde, hem büyü hem karmaşa başlıyor. Çünkü bir taraf kalbiyle konuşuyor, diğeri aklıyla susuyor.
---
Emare’nin Sırrı
Kitabın adını taşıyan “Emare”, aslında bir roman içinde romandı. Zeynep bir gün eski bir sahafın raflarında, tozlu sayfalar arasında bu kitabı buluyor. Kitabın yazarı belli değil, hatta sayfaların bir kısmı eksik. Ama içinde geçen her cümle, sanki Zeynep’in kendi iç sesinden yazılmış gibi.
“Bir kadın, kalbini susturmayı öğrenirse, dünya biraz daha sessiz olur.” yazıyordu ilk sayfada.
Zeynep o an anladı ki, Emare sadece bir kitap değil, kendi iç aynasıydı.
Mert ise bu kitaba hep kuşkuyla yaklaştı. “Bir kitap seni değiştiremez Zeynep, değişim insanın kendi iradesindedir.” dediğinde, Zeynep’in kalbi kırıldı. Çünkü Mert’in stratejik zekâsı, duyguların büyüsüne yer bırakmıyordu.
---
Bir Kadının Sabırla, Bir Erkeğin Mantıkla Savaşması
Zeynep her gün kitabın bir sayfasını okuyup notlar alıyordu. Her not, onun duygusal derinliğini biraz daha açığa çıkarıyordu. Mert ise o notlara baktıkça “zaman kaybı” diyordu.
Bir akşam, Zeynep kitabın son sayfalarını bulmak için şehre gitmeye karar verdi. Mert, haritalar çıkarıp güzergâh hesaplamaya başladı.
“Bak, en kısa yol bu, gece olmadan dönersin.”
Ama Zeynep sadece gideceği yolu değil, hislerini bulmak istiyordu. “Belki de uzun yoldan gitmem gerekiyordur,” dedi sessizce.
Mert bunu anlayamadı. Çünkü o, duyguların uzun yollarını hiç yürümemişti.
Kadınlar bazen bir şeyi çözmek için değil, hissetmek için yaşar. Erkeklerse hissetmeden çözmeye çalışır. İşte Emare’nin özü burada gizliydi.
---
Kayboluş ve Uyanış
Zeynep uzun bir yolculuktan sonra kitabın eksik sayfalarını bulduğunda, içinde sadece bir cümle yazıyordu:
“Aradığın cevap, seni arayan yürektedir.”
O an anladı ki, Mert’in sevgisi farklıydı. Belki sözcüklere dökemezdi ama eylemlerine gizlerdi.
Eve döndüğünde Mert, Zeynep’in her gün yazdığı notları bir deftere toplamıştı. Kapakta sadece şu yazıyordu:
“Senin hissettiklerini anlamam için değil, unutmamak için yazdım.”
O an Zeynep ağladı. Çünkü ilk kez Mert’in duygularını görmüştü — mantığın ardına gizlenmiş, ama derin bir sevgiyle örülmüş duygular.
---
Emare Kaç Kitap?
Belki sorunun cevabı basit: Emare tek bir kitap. Ama hikâyenin içinde aslında üç kitap var.
Birincisi, Zeynep’in içindeki duygular kitabı.
İkincisi, Mert’in stratejik aklının kitabı.
Ve üçüncüsü, ikisinin arasında yazılan görünmez bir kitap — adı konmamış, sayfaları yaşanmış, cümleleri bakışlarla yazılmış.
Bu yüzden Emare kaç kitap? diye sormak, “Bir sevgi kaç kalbe sığar?” diye sormak gibi. Belki bir, belki bin. Her okuyanın yüreğinde başka bir Emare doğar.
---
Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Zeynep’in duygusal yolculuğu size neyi hatırlatıyor?
Mert’in çözüm odaklı yaklaşımında kendinizi buldunuz mu?
Bazen sevgi, farklı dillerde konuşan iki insanın aynı cümlede buluşması değil midir?
Belki de hepimiz kendi Emare’mizi yazıyoruzdur. Kimi bir defterin kenarına, kimi bir kalbin içine…
Benim hikâyem böyleydi. Şimdi sözü size bırakıyorum, forumdaşlar.
Sizce bir hikâye kaç sayfa eder?
Ya da bir kalp, kaç kez yeniden yazılır?