Duyuyorum ama anlamıyorum ne yapmalıyım ?

Bahar

New member
**Duyuyorum Ama Anlamıyorum: Bir Hikaye Üzerinden Çözüm Arayışı**

Herkese merhaba! Bugün, bazen hepimizin yaşadığı ama üzerinde çok fazla konuşmadığımız bir durumu, biraz daha farklı bir bakış açısıyla ele alacağım. “Duyuyorum ama anlamıyorum” diyenlerin sayısı hiç de az değil. Birine bir şey anlatırken, bir noktada söylediklerinin karşıdaki kişi tarafından tam olarak anlaşılmadığını hissediyorsunuz. Peki, bu durumda ne yapmalısınız? Hadi, bunu bir hikaye üzerinden keşfetmeye ne dersiniz?

İşte size, bu durumu anlamaya çalışan iki farklı bakış açısını bulacağınız, hem çözüm arayışı hem de empatik bir yaklaşım içeren bir hikaye…

---

**Bölüm 1: Duyguların ve Anlamın Kayıp Olduğu Bir Sohbet**

Ali ve Elif, öğle yemeği için kafeye oturmuşlardı. Ali, yoğun bir iş günü sonrası kafasında deli gibi dönüp duran fikirlerle, bir konuda ne kadar rahatsız olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

“Gerçekten çok sıkıldım ya! Şu projeyi bir türlü sonlandıramıyorum, her şey bir araya gelmiyor. Bir türlü doğru iletişim kuramıyorum, hep bir eksik bir şeyler var!” dedi Ali, ellerini açarak.

Elif, sessizce onu dinledi. Gözleri biraz kaygılı ama anlayışlıydı. Elif, Ali’nin sorunlarını çözme konusunda her zaman dikkatliydi ve ona yardımcı olmak için her fırsatı değerlendirirdi. Ama bu sefer, ne söylediği gerçekten tam olarak Ali’nin istediği şey miydi?

Ali bir süre daha konuştu, ama Elif’in gözlerinde bir belirsizlik vardı. Elif, Ali’nin derdini anlamak istiyordu ama o da tam olarak ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.

---

**Bölüm 2: Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakışı: Ali’nin Stratejik Düşüncesi**

Ali’nin aklındaki çözüm, her şeyin mantıklı ve verimli olması gerektiği üzerine kuruluydu. O an, problemi çözme odaklı düşünmeye devam ediyordu. Elif’i dinlerken, aslında onun da ne düşündüğünü anlamıyordu, çünkü kadınların bazen, duygusal bir bakış açısıyla çözüm sunmaya çalıştığını biliyordu. Ali’nin gözünde, bu durum işin esasına dair bir çözüm üretmektense, daha çok bir ‘şeyleri hissetmek’ meselesine dönüşüyordu.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra, Ali konuyu daha net bir şekilde ortaya koydu: “Şunu yapmamız lazım Elif, önce bu projeyi küçük parçalara ayıralım, her birinin net bir çözümü üzerinde çalışalım. Ama anlamadım, neden herkes hala bunu basitçe çözebileceğimizi düşünmüyor?”

Ali’nin çözüm odaklı yaklaşımı oldukça nettir: Plan yap, adım adım ilerle. Fakat Elif’in daha duygusal yaklaşımını anlamadığı için ona biraz kızgın hissediyordu. “Bütün bu meselelerin çözümü çok basit, neden insanlar duygusal yaklaşıyor ve işleri bu kadar karmaşık hale getiriyor ki?” diye düşündü.

---

**Bölüm 3: Kadınların Empatik ve İlişkisel Bakışı: Elif’in Anlayışı ve Bağlantı Kurma Çabası**

Elif, Ali’nin hemen çözüm odaklı yaklaşımlarını duyduğu zaman, onun duygusal yönünü daha iyi anlamak gerektiğini hissediyordu. Ali, projeyle ilgili sıkıntılarını net bir şekilde ortaya koymuştu ama Elif, ona sadece “Çözüm bulalım” demek yerine, daha çok bu problemi neden yaşadığını ve nasıl hissettiğini anlamak istiyordu.

“Ali, seni anlıyorum, gerçekten çok fazla yük altındasın, ama bence bu kadar kısa bir süre içinde bu kadar çok şeyin üstesinden gelmeye çalışman seni daha da yıpratıyor,” dedi Elif, sakin bir sesle. “Belki bu kadar fazla strese giriyorsun çünkü projeye duygusal olarak çok fazla bağlısın. Bunu düşünmelisin.”

Ali, şaşkın bir şekilde Elif’e bakarak, “Ama ben sadece bu işi çözmek istiyorum!” dedi. Ancak Elif, Ali’nin gerçek kaygısını anlamıştı. “Evet, çözmek istiyorsun, ama belki de önce içindeki bu sıkıntıyı bir kabul etmelisin, o zaman daha rahat çözüm bulabilirsin,” dedi.

Elif, Ali’ye duygusal olarak yaklaşarak, onun bu karmaşık duygusal süreci kabul etmesine yardımcı olmak istiyordu. Onun için önemli olan yalnızca çözüm değil, aynı zamanda bağ kurmak ve hissetmekti.

---

**Bölüm 4: Ortak Bir Nokta Bulma: Ali ve Elif’in Birlikte Çözüm Arayışı**

Ali bir an için duraksadı. Elif’in bakış açısını düşündü. Evet, belki duygusal bakış açısı biraz farklıydı ama belki de gerçekten bir sorunun çözülmesinin ötesinde, duygusal olarak rahatlamak da çok önemliydi. Elif’in, duygusal bir bağ kurarak ona yaklaşması, çözüm odaklı düşüncelerini biraz yavaşlatmıştı, ama o da farkındaydı ki bu, hem ruhsal hem de işsel başarı için gerekliydi.

“Tamam, Elif, belki biraz yavaşlamalıyım. Biraz rahatlamam gerekiyor. Ama sonra, o problemi çözerken gerçekten daha verimli olabilirim, değil mi?” dedi Ali.

Elif gülümsedi, “Evet, bazen çözüm sadece adım atmak değil, ruh halini hazırlamaktır. Biz insanlar, çoğu zaman hislerimizle hareket ediyoruz. Eğer önce o hislere dikkat edersek, daha iyi sonuçlar alabiliriz.”

Ali, Elif’in sözleriyle biraz daha sakinleşmişti. Hemen çözüm odaklı yaklaşmak yerine, biraz daha derinlemesine düşünmenin önemli olduğunu fark etti. Çözümün duygusal bir zemin üzerine kurulması gerektiğini kabul etti.

---

**Tartışmaya Açık Sorular: Forumda Konuşmaya Davet**

Hikaye boyunca, Ali’nin çözüm odaklı yaklaşımı ile Elif’in empatik bakış açısının nasıl bir denge oluşturduğunu gördük. Şimdi ise sizlere bazı sorular sormak istiyorum:

* Sizin gözünüzde, çözüm odaklı yaklaşım ile duygusal bağ kurma arasında nasıl bir denge kurulabilir? Her iki yaklaşım bir arada nasıl çalışabilir?

* Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımının, kadınların empatik bakış açısını anlamada zorlandığı durumlar sizce nasıl daha sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilir?

* Hikayedeki gibi, bir sorunu çözmek için önce hisleri anlamak gerektiğini düşünüyor musunuz?

Hadi, forumda bu konuda tartışalım! Sizin de benzer deneyimleriniz varsa, paylaşmaktan çekinmeyin!