Murat
New member
Ankara’da Kaç Tümülüs Var? – Erkekler Sayıyor, Kadınlar Anlam Yüklemeye Devam Ediyor!
Selam sevgili forum ahalisi!
Geçen gün Ankara’nın rüzgarıyla birlikte bir dost meclisinde otururken konu nereden geldiyse geldi, “Ankara’da kaç tümülüs var?” diye biri sordu. Normalde bu tür sorular, “Bir çay daha alır mısın?” kadar basit olmalı ama değilmiş!
Çünkü o an, masadaki erkekler haritayı açtı, stratejik hesaplara başladı, GPS koordinatları uçuştu; kadınlar ise derin bir nefes alıp, “Ama o tümülüslerin her birinin ardında bir hikâye, bir duygu, bir dram var!” diyerek konuyu tarih, empati ve anlam boyutuna taşıdı. İşte o an anladım ki, bu sadece bir arkeoloji konusu değil… Bu, ilişkilerimizin, düşünce yapımızın ve kahkahalarımızın tam göbeğine düşen bir mesele!
---
Erkekler: “Kardeşim Sayısını Söyle Geçelim!”
Konu “tümülüs” olunca, erkek forumdaşlar hemen bilgisayar başına geçti.
Birisi, “Bak şimdi kardeşim, Gordion’da 80 civarı var, Polatlı’da da birkaç tane… toplamda şöyle 120’yi geçmez,” dedi.
Diğeri, “Yok abi, ben Google Earth’ten baktım, 142 tane saydım. Bir tanesi de yanlışlıkla ağaç zannetmişler, halbuki minik bir höyükmüş.”
Erkeklerin bu hesaplama coşkusu, sanki tümülüs değil de FIFA oyuncu istatistiği sayıyorlarmış gibiydi. Her biri ayrı bir Strateji Bakanı!
Bir tanesi hatta Excel tablosu açmış: “Tümülüs Adı – Tahmini Yaş – GPS Konumu – Tarihî Değeri” sütunlarıyla…
O kadar ciddi ki, sanki Midas kalkıp teşekkür edecek birazdan.
Ama erkek forumdaşlarımızı suçlayamayız. Onlar çözüm odaklı yaratıklardır!
Bir problem varsa, “kaç tane?” sorusuna net bir cevap bulmak gerekir.
Kafalarında duygusal bağ yok, sadece mantık ve koordinat var.
Birisi tümülüs dese, hemen “kaç metre yüksekliğinde, ne kadar eski, kim kazdı, kaç tane kaldı?” moduna giriyorlar.
Duygusal analiz? O da ne? O Excel’de yedek sütun olurdu belki.
---
Kadınlar: “Tümülüs Değil, Yaşanmışlık Yığını!”
Kadın forumdaşlar sahneye çıktığında ise atmosfer tamamen değişti.
Bir tanesi, “Ben bir tümülüs gördüm, yanında papatyalar açmıştı… O kadar huzurluydu ki,” diye başladı.
Bir diğeri, “O höyüklerin altında sadece toprak değil, insan hikâyeleri yatıyor,” dedi.
O sırada erkeklerden biri, “Yatıyor da, kaç tane var?” diye sordu.
İşte o an, gözlerle “Bunu anlamayacaksın” bakışı çaktı ortalıkta.
Kadınlar için tümülüs sadece bir arkeolojik kalıntı değil; o, bir hatıradır, bir duygudur, bir geçmişle bağ kurma vesilesidir.
Bir kadın forumdaşın yorumu çok etkileyiciydi:
“Belki bir kadının sevdiği adam orada yatıyor, belki bir annenin gözyaşıyla sulanmış toprak o…”
Derken, erkekler “yahu biz kaç tane var diyoruz, siz Netflix senaryosu yazıyorsunuz!” diye söylenmeye başladı.
Ama kabul edelim, kadınların bu empatik yaklaşımı olmasa, tümülüsler sadece toprak yığınları olurdu.
Onlar o yığınlara anlam yükleyip, taşların arasından duygu çıkarıyorlar.
Tarihe romantik bir filtre ekliyorlar resmen.
---
Tümülüsün Cinsiyeti Olsa: Kesin Kadın Olurdu!
Bir düşünün:
Tümülüs, içe kapanık, duygusal, iç dünyası derin, dışarıdan sade ama içinde tarih dolu…
Tam bir “kadın enerjisi” taşıyor!
Üstü örtülü, ama altında neler var neler…
Erkekler ise genelde “Üstü açık olsun, kazalım bakalım ne var” kafasında.
Ama tümülüs diyor ki: “Beni kazma, hisset!”
Belki de bu yüzden, tarih boyunca birçok erkek kazmış, ama anlamaya çalışan hep kadınlar olmuş.
---
Tartışmanın Kıvamı: Kazı Çalışması Gibiydi
Forumda bu konu açıldıktan sonra, altına 10 sayfa yorum geldi.
Kimi, “Benim köyde de vardı, geçen yıl defineciler kazdı!” dedi.
Bir diğeri, “O değil de, bizim mahalledeki tepe acaba tümülüs mü, yoksa müteahhit işi mi?” diye sordu.
Bazıları ise konuyu iyice farklı yerlere çekti:
“Bu tümülüsler neden hep erkek isimleriyle anılıyor? Midas, Gordios… Bir tane ‘Ayşe Höyüğü’ yok mu kardeşim?”
Haklılar aslında! Tarihin de biraz cinsiyet dengesi tutarsız.
---
Erkeklerin Planı: Tümülüsleri Haritaya İşleyelim!
Bir grup erkek forumdaş birleşip “Tümülüs Haritası Projesi” başlattı.
Amacı: Ankara’daki tüm tümülüsleri tek tek işaretlemek, drone görüntüleriyle belgelemek, GPS koordinatlarıyla doğrulamak.
Hedef: “Tümülüs sayısı konusunda tartışma bitsin!”
Ama kadınlar buna şöyle karşı çıktı:
“Bu romantizmi öldürüyorsunuz! Her şeyi ölçüp biçmek zorunda mısınız?”
Erkekler ise pes etmedi: “Romantizm güzel ama veri olmadan tarih olmaz.”
Böylece forum ikiye bölündü:
Bir taraf harita çiziyor, diğer taraf şiir yazıyor.
---
Ankara’nın Tümülüsleri: Gizli Kahramanlar
Gerçekçi olalım, Ankara’nın tümülüsleri belki İstanbul’un kuleleri kadar meşhur değil, ama tarihsel olarak paha biçilemez.
Gordion’daki Midas Tümülüsü mesela, Avrupa’daki birçok kraliyet mezarını cebinden çıkarır.
Ama bizim forumdaşlar için o sadece “numara 47” ya da “Midas Bey’in Höyüğü”.
Yine de her birinin altında bir hikâye, bir insan, bir geçmiş var.
Belki o yüzden, erkekler kazı yapıyor ama kadınlar anlam kazandırıyor.
---
Sonuç: Tümülüs Sayısı mı, Tümülüs Hissiyatı mı?
Günün sonunda anladık ki, Ankara’daki tümülüslerin sayısı önemli değil.
İster 80 olsun, ister 180… Asıl mesele, o yığınların bizde uyandırdığı histir.
Erkek forumdaşlarımız rakamlarda kaybolurken, kadınlar duygularda yüzüyor.
Belki de en güzel yaklaşım, ikisinin ortasında bir yerlerde durmaktır.
Hem saygıyla saymak, hem hayranlıkla hissetmek…
---
Forumdaşlara Soru: Sizce Kaç Tümülüs Var?
Haydi şimdi siz söyleyin sevgili forum ahalisi:
Sizce Ankara’da gerçekten kaç tümülüs var?
Ve daha önemlisi…
Hiçbir tümülüsün altında olmasa da, siz hangi duygunuzu gömdünüz Ankara toprağına?
Yorumlarınızı bekliyorum; kim bilir, belki de sizden biri yeni bir tümülüs keşfeder – ya da kalbimizdeki eski birini kazarsınız.
Selam sevgili forum ahalisi!
Geçen gün Ankara’nın rüzgarıyla birlikte bir dost meclisinde otururken konu nereden geldiyse geldi, “Ankara’da kaç tümülüs var?” diye biri sordu. Normalde bu tür sorular, “Bir çay daha alır mısın?” kadar basit olmalı ama değilmiş!
Çünkü o an, masadaki erkekler haritayı açtı, stratejik hesaplara başladı, GPS koordinatları uçuştu; kadınlar ise derin bir nefes alıp, “Ama o tümülüslerin her birinin ardında bir hikâye, bir duygu, bir dram var!” diyerek konuyu tarih, empati ve anlam boyutuna taşıdı. İşte o an anladım ki, bu sadece bir arkeoloji konusu değil… Bu, ilişkilerimizin, düşünce yapımızın ve kahkahalarımızın tam göbeğine düşen bir mesele!
---
Erkekler: “Kardeşim Sayısını Söyle Geçelim!”
Konu “tümülüs” olunca, erkek forumdaşlar hemen bilgisayar başına geçti.
Birisi, “Bak şimdi kardeşim, Gordion’da 80 civarı var, Polatlı’da da birkaç tane… toplamda şöyle 120’yi geçmez,” dedi.
Diğeri, “Yok abi, ben Google Earth’ten baktım, 142 tane saydım. Bir tanesi de yanlışlıkla ağaç zannetmişler, halbuki minik bir höyükmüş.”
Erkeklerin bu hesaplama coşkusu, sanki tümülüs değil de FIFA oyuncu istatistiği sayıyorlarmış gibiydi. Her biri ayrı bir Strateji Bakanı!
Bir tanesi hatta Excel tablosu açmış: “Tümülüs Adı – Tahmini Yaş – GPS Konumu – Tarihî Değeri” sütunlarıyla…
O kadar ciddi ki, sanki Midas kalkıp teşekkür edecek birazdan.
Ama erkek forumdaşlarımızı suçlayamayız. Onlar çözüm odaklı yaratıklardır!
Bir problem varsa, “kaç tane?” sorusuna net bir cevap bulmak gerekir.
Kafalarında duygusal bağ yok, sadece mantık ve koordinat var.
Birisi tümülüs dese, hemen “kaç metre yüksekliğinde, ne kadar eski, kim kazdı, kaç tane kaldı?” moduna giriyorlar.
Duygusal analiz? O da ne? O Excel’de yedek sütun olurdu belki.
---
Kadınlar: “Tümülüs Değil, Yaşanmışlık Yığını!”
Kadın forumdaşlar sahneye çıktığında ise atmosfer tamamen değişti.
Bir tanesi, “Ben bir tümülüs gördüm, yanında papatyalar açmıştı… O kadar huzurluydu ki,” diye başladı.
Bir diğeri, “O höyüklerin altında sadece toprak değil, insan hikâyeleri yatıyor,” dedi.
O sırada erkeklerden biri, “Yatıyor da, kaç tane var?” diye sordu.
İşte o an, gözlerle “Bunu anlamayacaksın” bakışı çaktı ortalıkta.
Kadınlar için tümülüs sadece bir arkeolojik kalıntı değil; o, bir hatıradır, bir duygudur, bir geçmişle bağ kurma vesilesidir.
Bir kadın forumdaşın yorumu çok etkileyiciydi:
“Belki bir kadının sevdiği adam orada yatıyor, belki bir annenin gözyaşıyla sulanmış toprak o…”
Derken, erkekler “yahu biz kaç tane var diyoruz, siz Netflix senaryosu yazıyorsunuz!” diye söylenmeye başladı.
Ama kabul edelim, kadınların bu empatik yaklaşımı olmasa, tümülüsler sadece toprak yığınları olurdu.
Onlar o yığınlara anlam yükleyip, taşların arasından duygu çıkarıyorlar.
Tarihe romantik bir filtre ekliyorlar resmen.
---
Tümülüsün Cinsiyeti Olsa: Kesin Kadın Olurdu!
Bir düşünün:
Tümülüs, içe kapanık, duygusal, iç dünyası derin, dışarıdan sade ama içinde tarih dolu…
Tam bir “kadın enerjisi” taşıyor!
Üstü örtülü, ama altında neler var neler…
Erkekler ise genelde “Üstü açık olsun, kazalım bakalım ne var” kafasında.
Ama tümülüs diyor ki: “Beni kazma, hisset!”
Belki de bu yüzden, tarih boyunca birçok erkek kazmış, ama anlamaya çalışan hep kadınlar olmuş.
---
Tartışmanın Kıvamı: Kazı Çalışması Gibiydi
Forumda bu konu açıldıktan sonra, altına 10 sayfa yorum geldi.
Kimi, “Benim köyde de vardı, geçen yıl defineciler kazdı!” dedi.
Bir diğeri, “O değil de, bizim mahalledeki tepe acaba tümülüs mü, yoksa müteahhit işi mi?” diye sordu.
Bazıları ise konuyu iyice farklı yerlere çekti:
“Bu tümülüsler neden hep erkek isimleriyle anılıyor? Midas, Gordios… Bir tane ‘Ayşe Höyüğü’ yok mu kardeşim?”
Haklılar aslında! Tarihin de biraz cinsiyet dengesi tutarsız.
---
Erkeklerin Planı: Tümülüsleri Haritaya İşleyelim!
Bir grup erkek forumdaş birleşip “Tümülüs Haritası Projesi” başlattı.
Amacı: Ankara’daki tüm tümülüsleri tek tek işaretlemek, drone görüntüleriyle belgelemek, GPS koordinatlarıyla doğrulamak.
Hedef: “Tümülüs sayısı konusunda tartışma bitsin!”
Ama kadınlar buna şöyle karşı çıktı:
“Bu romantizmi öldürüyorsunuz! Her şeyi ölçüp biçmek zorunda mısınız?”
Erkekler ise pes etmedi: “Romantizm güzel ama veri olmadan tarih olmaz.”
Böylece forum ikiye bölündü:
Bir taraf harita çiziyor, diğer taraf şiir yazıyor.
---
Ankara’nın Tümülüsleri: Gizli Kahramanlar
Gerçekçi olalım, Ankara’nın tümülüsleri belki İstanbul’un kuleleri kadar meşhur değil, ama tarihsel olarak paha biçilemez.
Gordion’daki Midas Tümülüsü mesela, Avrupa’daki birçok kraliyet mezarını cebinden çıkarır.
Ama bizim forumdaşlar için o sadece “numara 47” ya da “Midas Bey’in Höyüğü”.
Yine de her birinin altında bir hikâye, bir insan, bir geçmiş var.
Belki o yüzden, erkekler kazı yapıyor ama kadınlar anlam kazandırıyor.
---
Sonuç: Tümülüs Sayısı mı, Tümülüs Hissiyatı mı?
Günün sonunda anladık ki, Ankara’daki tümülüslerin sayısı önemli değil.
İster 80 olsun, ister 180… Asıl mesele, o yığınların bizde uyandırdığı histir.
Erkek forumdaşlarımız rakamlarda kaybolurken, kadınlar duygularda yüzüyor.
Belki de en güzel yaklaşım, ikisinin ortasında bir yerlerde durmaktır.
Hem saygıyla saymak, hem hayranlıkla hissetmek…
---
Forumdaşlara Soru: Sizce Kaç Tümülüs Var?
Haydi şimdi siz söyleyin sevgili forum ahalisi:
Sizce Ankara’da gerçekten kaç tümülüs var?
Ve daha önemlisi…
Hiçbir tümülüsün altında olmasa da, siz hangi duygunuzu gömdünüz Ankara toprağına?
Yorumlarınızı bekliyorum; kim bilir, belki de sizden biri yeni bir tümülüs keşfeder – ya da kalbimizdeki eski birini kazarsınız.